Ana içeriğe atla

Kayıtlar

TARIMDA MİLLİ BİRLİK PROJESİ MİLLİ Mİ?

TARIMDA MİLLİ BİRLİK PROJESİ: KÜÇÜK ÜRETİCİDEN BAŞLAYARAK SORUNLARI GİDERMEK BİR YANA HOLDİNGLERE YENİ RANT AKTARMA PROJESİDİR Kurulacak SEMERAT HOLDİNG'in yapısı bunun en saf göstergesi durumundadır. Tarımdan Haberler Sitesinden Ali Ekber Yıldırım'ın haberine göre kurulacak holdingin hisse paylaşımı şöyle anlatılıyor. "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yapılan sunumda, Semerat Holding’in yüzde 50 hissesinin (Ülker, Eti, Sütaş, Namet, Pınar, Unilever, TK Holding, Kastamonu Entegre, Migros, Borsa vb.)özel sektöre ait olacağı ifade ediliyor.Yüzde 35’i Milli Birlik Kooperatifi’ne ve yüzde 15’inin ise (TMO, Çaykur, Türk Şeker vb.) tarımsal Kamu iktisadi Teşekkülleri’nde olacağı belirtiliyor." Semerat Holdingin %50 hissesine sahip olacak olan: ÜLKER, ETİ, SÜTAŞ, NAMET, PINAR, UNİLEVER, TK HOLDİNG, KASTAMONU ENTEGRE, MİGROS, BORSA vb tarımdaki çöküşün büyük oranda sebep olanları ve semeresini toplayanlardır. Tarımda samandan kırmızı ete, mercimekten soğan-patatese
En son yayınlar

BİLİMİ HALKLA BULUŞTURAN BİLİM İNSANI: ARŞİMET

Bilime sayısız katkılar sunan Arşimet o dönemde Yunan adası olan Sicilya’nın Sirakuza şehrinde doğmuştur.(MÖ:287) Dönemin bilim insanları Dünya'yı ve Evren'i anlamaya ve onu hesaplamaya çalışıyorlardı Dünya'yı, Ay’ı, Güneş’i ve yıldızları nasıl ölçeceklerdi? Yıldızlar ne kadar uzaktaydılar? Evren’i kim ölçecekti? İskenderiye bilim ocağında yetişmiş Arşimet bu işi üzerine aldı. Çalışmalarına o güne kadar astronomların kafasını yoran sorun olan dünyayı ölçmekle işe başladı. Arşimet,İskenderiye Kütüphanesine sunmasına rağmen kabul görmeyen "Kum Tanelerinin Sayısına Dair’ kitabını Kral Gienon’a sunarak: “Syrakuzai’de ya da Sicilya’daki kumları değil, üzerinde insanın yaşadığı ve yaşamadığı, bütün kıtaları kastediyorum.” diyecektir. Kum taneciğini baz alarak ölçümler yapan Arşimet yıldızların çok uzak olduğunu öğrenmiştir. İskenderiye’de Nil nehrini dizginleyerek tarlaların sulanmasında kullanılan Arşimet Burgusu’nu icad etmiştir. Ve bu icadı uzun sure İspanya&

NOHUT ve FASULYEDE YÜKSEK FİYAT

NOHUT VE KURU FASULYE FİYATLARINDA SUÇLU ÜRETİCİ Mİ? Kurufasulye ve nohut fiyatları yükseliyor. İşte songünlerin birkaç haberi: -        Nohut fiyatı %50 arttı. -        Kuru fasulyenin fiyatı 16 Lirayı buldu! -        Fasulye nohutta fiyat artışları vatandaşın cebini yakıyor. Nohut ve kurufasulyen fiyatta  et ile yarışıyor. Yıllar önce kuru fasulyenin üretimi 400-500 bin tondan bugün 150-200 bin tonlara geriledi . Kurufasulye ve nohuttaki fiyat yükselişine karşı hükümetin çözümü ithalat yapmak… İthalat nohut ve kurufasulyedeki fiyat yükselişini durdurulabilir mi? Nohut ve Kurufasulye üretiminin ülke gereksinimini karşılayamaması, iç tüketimi karşılamak için ithalata başvurulması bir çözüm olamıyor. Yükselen fiyatı dengelemek için başvurulan “daha fazla ithalat” önlemi Dolar’ın yüksek olası ve üretici ülkelerdeki sorunlar nedeniyle kısır döngüye neden oluyor. “İthal ederim, fiyatı düşürürüm” düşüncesi geçerli değil. Ülkemiz tarım potansiyeli olarak bulunması gerek
SALTANATLAR DA ÇÖKER ŞÜPHE İSE BUNU HIZLANDIRIR HER saltanatın da bir süresi var. Bu kaçınılmaz bir durumdur. Ülkemiz de bu sondan azade değil! Halkı oyalayabilecek yeni ve farklı bir argümanları kalmadı. Her hassas konuyu en pespaye çıkarlarına alet edecek şekilde kullanarak tükettiler. Miilyetçilik, halkımızın dini duyguları ve başörtüsü istismarları ve kürt düşmanlığı ve ülkemizdeki inanç faklılıkları çokça tüketildi. Halkı dilenci yerine koyan ekonomik argümanlar olan Suudi, İran ve körfez dolarları artık tükenme noktasına geldi. Özelleştirmelerle açıklarını 15 yıldır kapatmaya çalıştığı ekonominin ne kadar "kırılgan" ve çürük olduğu görüldü. Uzun süredir desteklerini ve işbirliğini gördüğü AB daha fazla suçortaklığını sürdüremeyeceğini belirtti. Açılım süreciyle görece barışçıl bir dönemde güvenlik harcamalarının azalmasıyla idare ettirilen dönem sona erdi. Suriye bataklığıyla birlikte artan savaş maliyetinin yanısıra; yükselen cihatcı saldırılarla turizm gelirle

YOKSULUN SUYLA İMTİHANI

YOKSULLARIN SUYA ERİŞİM GİDEREK ZORLAŞIYOR "DÜNYA SU GÜNÜ" olan 22 Mart yaklaşırken Dünya'daki temiz su kaynakları giderek azalmakta ve suya erişim günden güne zorlaşmaktadır. Bu azalış endişe verecek boyutlara ulaşırken 2030 yılında su sıkıntısı yaşayacak ülkeler arasında TÜRKİYE de bulunmaktadır. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması amacıyla 22 Mart'ı “Dünya Su Günü” olarak ilan ederken; susuzluktan doğacak sorunları da gözler önüne seriyor.(*) - Son 100 yılda dünyada su tüketimi 10 kat artarken, kişi başına düşen su miktarı yarı yarıya azaldı. - Sanayileşme, çarpık kentleşme, nüfus artışı ve atık su sorunu nedeniyle temiz suya ulaşmak gittikçe zorlaşırken, dünya nüfusunun yüzde 20’si içilebilir temiz sudan mahrum. - Dünyada 748 milyon kişi, bir başka deyişle her 10 kişiden biri güvenilir suya erişemiyor. - Dünyadaki okulların 1/3’ünde güvenilir su bulunmuyor. - Düşük ve orta gelirli ülkelerde, sağlık tesislerinin 1/3’ü güven

TARIMDAKİ FİYAT OLUŞUMU

TARIMDAKİ FİYAT OLUŞUMU ÜRETİCİYİ YOK EDİYOR Ekonomide fiyatı arz-talep dengesi belirler denir. Tekel çağında fiyatı tekel belirler. Arz - talep dengesi dediğiniz denge üreticinin aleyhine işliyor. Türkiye, fındıkta dünya üretiminin yüzde 75'ine sahip olmasına rağmen fındık fiyat politikaları, üretici olmayan Almanya'daki Dünya Fındık Borsası'nda belirleniyor. Yani arz-talep dengesi serbest rekabete dayalı olarak belirlenmiyor. Uluslararası tekeller kendi çıkarları doğrultusu nda belirleyip uyguluyor. Bu tekeller hem kendi ürünlerinin fiyatını belirliyor hem de üreticiden alacağı malın (ÜRÜNÜN) fiyatını belirliyor. Yani borsanın belirlediği fiyat tekel fiyatıdır. Üreticinin bu fiyatı belirlenmesinde en ufak bir etkisi yoktur. Ve de talepleri dikkate alınmamaktadır. Gelelim tarımsal üretimdeki fiyatlara! Bu alanda fiyatlar tüccar tarafından belirlenir. Bütün tarım ürünlerinde bu böyledir. Ayçiçeği hasat döneminde ayçiçek yağı birden ucuzlayıverir! Neden olduğunu anlay

7 HAZİRAN SEÇİMİ

HALKA SALDIRIDA YENİ AŞAMA Halkların Demokratik Partisi ( HDP )’nin  Diyarbakır  Miting 'inde 4 dakika arayla iki bomba patlatıldı. Patlamada  3 kişi öldü, 402 kişi de yaralandı. Seçimlere parti olarak girme kararından sonra  HDP,   AKP ve köşk çevresinden birçok aşağılanmaya ve saldırıya maruz kaldı. Muktedir erk (eğemen güçler) 5 Haziran 2015 Diyarbakır mitingine konan bombalarla; başta kürt halkı olmak üzere emekçilere ve halklara karşı saldırıyı yeni bir aşamaya tırmandırmış oldular. Gelinen nokta salt %10 seçim barajını aşıp aşmama  sorunu değil; aynı zamanda ülke işçi sınıfının ve emekçi halkın ulusal, mezhepsel ve diğer farklılıklarını bir kenara bırakmaya başlayıp topyekun bir mücadeleye yönelişlerinin önünün kesmeye yönelik saldırganlıktır. Bu saldırganlık geleneksel devlet yöntemlerine yeni sentezle İşid yöntemlerini de katmıştır. 7 Haziran seçimlerinde emekçilerin ve daha özgür yaşam talebi olan halkın demokratik talepler için mücadeleyi birlikte örebileceğini ilan