Ana içeriğe atla

GDO'LU ÜRETİMİN YOLU AÇILIYOR!

GDO'LU ÜRETİMİN YOLU AÇILIYOR!
Kemal KURTUL - Ziraat Mühendisi

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 13 Ağustos 2010 günkü Resmi Gazetede
"BİYOGÜVENLİK KURULU VE KOMİTELERİN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK" yayınladı.

Yönetmelik; anlaşılacağı üzere "Biyogüvenlik Kurulu ve Komitelerin çalışma usul ve esaslarını belirlemektedir.
Daha başlardaki, "Risk yönetim ve Sosyo ekonomik değerlendirme" tanımlarında "GDO ve ürünlerinin çevreye serbest bırakılması, kullanılması sürecinde biyolojik çeşitlilik ve kullanıcıları ile çiftçiler üzerindeki etkilerinden kaynaklanacak sosyo-ekonomik bedeller"den sözederek nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzun ipuçlarını veriyor.

Tanımlamaların yapıldığı bölümden sonra İkinci Madde de "GDO ve ürünlerinin gıda, yem ve işleme amacıyla piyasaya sürülmesi"nden söz eden paragrafın devamında ise " GDO ve ürünlerinin deneysel amaçlı serbest bırakılmasın"dan sözediyor.

Biyogüvenlik yasası'nda GDO'ların üretimi ve doğaya setbest bırakılmasının yasak olmasına karşın; yönetmelik, "deneysel amaçlı doğaya serbest bırakma" izni vereceğini şimdiden ilan ediyor.
Deneysel amaçlı serbest bıraktığınız bir GDO'yu nasıl yasaklamış oluyorsunuz? Bu deneyin maliyetini kim ödeyecek?
Biyoçeşitlilik mi?
Gelecek nesiller mi?
Yoksa telafisi mümkün olmayan sonuçların üzerine ne içeceğiz?

Hep söyleyegeldiğimiz bir gerçek var. O da şu: Dünyadaki 8 gen merkezinden ikisinin bulunduğu ve tarımın ilk yapılmaya başlandığı topraklar bu coğrafyadır. Bu topraklardaki biyolojik çeşitlilik yok edilmek mi isteniyor?

Yönetmelik'le 9 kişiden oluşan "Biyogüvenlik Kurul" oluşturuluyor. Bakanlık bu kurulun toplanıp bir başkan seçemeyeceğini anlamış olacak ki; başkanı bakan seçecek! Bu durumu demokratik yaşamdaki acemiliğimize vererek (5. Madde 3. fıkra), Kurulun bağımsızlığınıa değinelim.
4. Madde 2. fıkrada" Kurul ve Komiteler görevlerini yaparken bağımsızdır. Hiçbir organ, makam, merci ve kişi Kurula ve Komiteye emir ve talimat veremez", denmektedir. Bu durumda Bakan kendi tarafından seçilen kurul başkanına talimat vermeme garantisi mi verecek?

GDO ile ilgili herhangi bir izin başvurusunu inceleyen "Bilimsel Komite" bir karar veriyor ve Kurula sunuyor. Kurul ise, komitenin verdiği bu karara uymayabilecektir. Komitenin "ak dediğine Kurul, kara" diyebilecektir. 8. Madde 4. fıkrası. Bilimsel kıstasların yerine subjektif niyetlerin ön plana çıkacağı görülüyor.

Kısaca söylersek bu yönetmelik; GDO'ların üretimine yasak getiriyoruz denilen; "18/3/2010 tarihli ve 5977 sayılı Biyogüvenlik Kanunu"nda kamuoyu tepkisiyle yapılamayan GDO'ların serbest bırakılması yolunu açmaya yönelik bir adımdır.

Çünkü uluslararası GDO'lu tohum şirketleri tüm dünyada olduğu gibi ülkemizdeki tarımın teslim alınmasını hedeflemişlerdir. Bunun için de sadece ve sadece GDO'lu ürünün ithali, dağıtımı, satışı ve transit geçişi yetmiyor. En önemlisi: GDO'lu üretimin ülkemizde serbest kalması da gerekiyor.

İşte; yönetmelik bu kapıyı açıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MADEN ATIK BARAJLARI VE ÇEVRE

Yağmur Yağmasın Siyanür Akmasın! Kemal KURTUL Ziraat Mühendisi 11.05.2011 Ülkemizde 50-100 milyon metreküp zehirli maden atığı olduğu tahmin edilmektedir. Bu miktardaki bir atığın herhangi bir şekilde çevreye akmasıyla oluşacak yıkım da devasa olacaktır. Çevreye zararı olmadığı belirtilen Kütahya’daki atık su barajındaki bendin yıkılmaması için neredeyse “yağmur yağmasın” duasına çıkacağız. Kütahya Gümüşhacıköy yakınlarındaki Eti Gümüş AŞ’ye ait maden işletmesine ait olan siyanürlü atık depolama barajının bentlerinden biri kısmen yıkıldı. Üç kademeli olan barajda zehirli atıklar son sete binerek bu sette sızıntı meydana getirmeye başladı. Yöre halkının anlatımları ve Çevre Mühendisleri Odasının incelemelerine göre barajdaki sızıntılar tarlalara kadar ulaşmıştır. Ve bendin her an yıkılması tehlikesi mevcuttur. Yetkililere göre herhangi bir tehlike yoksa da; bu bölgede su içmek dahi yasaklanmalıdır. Çünkü her an siyanür zehirlenmesi yaşanabilir. Litrede 8 mg siyanür 60 kg’lık bir insan

GDO YÖNETMELİĞİ

GDO YÖNETMELİĞİ ÇIKTI Gen kaynaklarımız tehlilkede; gıdalarımız daha güvensiz! Dünyada gen transferleriyle üretilen GDO'lü tarımsal ürünlerin yaygınlaşması ile birlikte tüm ülkeler bu ürünlere karşı çeşitli önlemler ve uygulamalar hayata geçirdiler. Bazı ülkeler bu ürünlerin insana ve doğal flora ve faunaya verdiği zararı önemseyerek yasaklarken bazıları da sınırlı serbestlik yolunu seçti. Ancak başta ABD olmak üzere Çin, Brezilya, Hindistan, Arjantin, İspanya, Meksika'nın da içinde olduğu Otuzu aşkın ülke GDO'lu ürünleri serbest bırakmış durumda. Ülkemizde hükümetler ise bu GDO konusunda 1998'den beri beri bir “Biyogüvenlik Yasası” için tasarı hazırlamalarına karşın; bu ürünlerin ülkemize girişlerine sessizce onay verdiler. Öte yandan da GDO'lu ürünlerin ülkemizde yasak olduğunu açıklamaktan geri kalmadılar. GDO'lu ürünlerin Doğal ortama, insan sağlığına ve gen kaynaklarıne olumsuz etkileri bilim insanları ve araştırmacılarca ortaya konulup gerekli uyarıların y

BİLİMİ HALKLA BULUŞTURAN BİLİM İNSANI: ARŞİMET

Bilime sayısız katkılar sunan Arşimet o dönemde Yunan adası olan Sicilya’nın Sirakuza şehrinde doğmuştur.(MÖ:287) Dönemin bilim insanları Dünya'yı ve Evren'i anlamaya ve onu hesaplamaya çalışıyorlardı Dünya'yı, Ay’ı, Güneş’i ve yıldızları nasıl ölçeceklerdi? Yıldızlar ne kadar uzaktaydılar? Evren’i kim ölçecekti? İskenderiye bilim ocağında yetişmiş Arşimet bu işi üzerine aldı. Çalışmalarına o güne kadar astronomların kafasını yoran sorun olan dünyayı ölçmekle işe başladı. Arşimet,İskenderiye Kütüphanesine sunmasına rağmen kabul görmeyen "Kum Tanelerinin Sayısına Dair’ kitabını Kral Gienon’a sunarak: “Syrakuzai’de ya da Sicilya’daki kumları değil, üzerinde insanın yaşadığı ve yaşamadığı, bütün kıtaları kastediyorum.” diyecektir. Kum taneciğini baz alarak ölçümler yapan Arşimet yıldızların çok uzak olduğunu öğrenmiştir. İskenderiye’de Nil nehrini dizginleyerek tarlaların sulanmasında kullanılan Arşimet Burgusu’nu icad etmiştir. Ve bu icadı uzun sure İspanya&