Ana içeriğe atla

P A M U K

YANLIŞ TARIM POLİTİKALARIN KURBANI MI?
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'mız: "Pamuk stratejik bir ürünümüzdür" diyor.
Öyledir de!
Pamuk önemli bir endüstriyel bitkidir. Ülke ekonomisine katkısı açısından değerlidir.
Pamuk, tarımı ve sanayisi ile geniş istihdam olanakları sağlarken lifi ile tekstil sanayinin,
çiğiti ile yağ sanayinin, kapçık ve küspesi ile yem sanayinin ayrıca lifleri ile de selüloz
sanayinin hammaddesini teşkil eden endüstriyel bir üründür.

Beyaz alt
ın pamukta yine sorun var. Üretim azalıyor,ithalat artıyor.

2000’li yılların başında Türkiye’de yaklaşık 130 bin olan pamuk üreticisi sayısı 75 bin seviyelerine gerilemiştir.
Aynı dönemde Ege Bölgesi’ndeki pamuk üreticisi sayısı 65 bin’den 15 bin’e düşmüştür.
Pamuk ekim alanları azalıyor.
800 bin hektar olan pamuk üretim alanları 500 bin Hektara kadar indi. Buna bağlı olarak pamuk üretimi de azalıyor.
Ülkemiz verimliliği dünya ortalamasının üzerinde olmasına rağmen, girdi
fiyatlarının artışı, üretimi azaltmakta, sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir. Girdi fiyatları,
küçük işletme yapısının getirdiği sorunlar, işçilik giderleri, tarıma yönelik mal ve hizmetlere
uygulanan vergi üreticinin belini büken nedenler.
Destekleme için küçük bir örnek: ABD 1 kg pamuk için üreticisine 1,6 Dolar öderken, bizim üreticimiz bunun Onda biri (1/10) destekle yetiniyor.

DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ (DTÖ)'nün kaçınılmaz etkisi
25 Şubat 1995'te resmi üye olduğumuz DTÖ ile yapılan tarım anlaşmasına bağlı "Tarımda liberasyon" düzenlemesiyle ülkemiz üreticileri uluslararası sermayenin yıkıcı etkisine terkedilmiştir. Bu tarihten sonraki Tarımdaki ve pamuktaki yıkım ve kan kaybı sürmektedir.
Bizim gibi ülkelerde Tarımda desteklemeyi kaldırırken; ABD 1 kg pamuğa fiyatının %45'i kadar destek verirken ek olarak da İhracat kredilerinin %46'sını tarımı desteklemekte kullanılmaktadır. Tarımda Amerikan mucizesi bu olsa gerek!
Yüksek girdi maliyetlerine rağmen pamuk fiyatının aynı oranda artmaması nedeniyle zarar eden üretici pamuk ekiminden uzaklaşıyor.
Pamuk ekim alanları On yılda (2002-2012) yarı yarıya azaldı.
Ülkemiz verimlilik açısından Dünya'da ilk üç ülke arasında.
Ülkemizin yıllık pamuk tüketimi 1 milyon 500 bin ton üzerindedir.
PAMUK İTHALATI
Yılda yaklaşık 800 bin ton pamuk ithalatı yapan Türkiye 1,5 milyar Dolar gibi bir kaynağı dışarıya aktarıyor. Lif pamuk, pamuk ipliği ve pamuklu dokuma ithalatı birlikte değerlendirildiğinde bu bedel son yıllarda 2-3 milyar doların üstünde gerçekleşmektedir. İthal ettiğimiz pamuğun yarısından fazlası (%56,7) ABD'den geliyor. Yunanistan ürettiği pamuğun %40'ını ülkemize satıyor.
Artık şair Enver Gökçe'nin dediği gibi "Adana'nın Pamuğu dokumada" değil! Dokumayı ABD pamuğu işgal etti!

TARİHTEN BİR YAPRAK!
Önemli bir pamuk ihracatcısıydık. Maziye bir bakarsak; 1974 yılında pamuk ihracatında Mısır'ı geride bırakıp Dünya Üçüncüsü olmuştuk.
Şimdi pamuk ithalatında Çin'den sonra 2. sıradayız. Arada ataklarla öne geçtiğimiz dahi oluyor.
TARIM POLİTİKALARI DOĞRU MU?

Pamuktaki ve genel olarak tarımdaki çöküntü ve yıkım ve üretim kayıpları çoğu zaman "yanlış tarım politikaları"na bağlanır. Aslında yöneticilier "doğru tarım politikaları" uyguluyorlar. Çünkü bağlı oldukları DTÖ, DB, İMF, ABD, AB gibi emperyalist devlet ve kurumlarla yaptıkları gizli-açık anlaşmaların gerektirdiği "doğru tarım politikaları"nı uyguluyorlar! Ha bizim için yanlış ve yıkıcı mı? Olabilir... Önemli değil! Zaten bu kurumlarla yapılan anlaşmalarda ülke çıkarı ve üreticilerin zararı ihmal edilmesi gereken küçük ayrıntılardır.
Kemal KURTUL - Zir. Müh.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MADEN ATIK BARAJLARI VE ÇEVRE

Yağmur Yağmasın Siyanür Akmasın! Kemal KURTUL Ziraat Mühendisi 11.05.2011 Ülkemizde 50-100 milyon metreküp zehirli maden atığı olduğu tahmin edilmektedir. Bu miktardaki bir atığın herhangi bir şekilde çevreye akmasıyla oluşacak yıkım da devasa olacaktır. Çevreye zararı olmadığı belirtilen Kütahya’daki atık su barajındaki bendin yıkılmaması için neredeyse “yağmur yağmasın” duasına çıkacağız. Kütahya Gümüşhacıköy yakınlarındaki Eti Gümüş AŞ’ye ait maden işletmesine ait olan siyanürlü atık depolama barajının bentlerinden biri kısmen yıkıldı. Üç kademeli olan barajda zehirli atıklar son sete binerek bu sette sızıntı meydana getirmeye başladı. Yöre halkının anlatımları ve Çevre Mühendisleri Odasının incelemelerine göre barajdaki sızıntılar tarlalara kadar ulaşmıştır. Ve bendin her an yıkılması tehlikesi mevcuttur. Yetkililere göre herhangi bir tehlike yoksa da; bu bölgede su içmek dahi yasaklanmalıdır. Çünkü her an siyanür zehirlenmesi yaşanabilir. Litrede 8 mg siyanür 60 kg’lık bir insan

GDO YÖNETMELİĞİ

GDO YÖNETMELİĞİ ÇIKTI Gen kaynaklarımız tehlilkede; gıdalarımız daha güvensiz! Dünyada gen transferleriyle üretilen GDO'lü tarımsal ürünlerin yaygınlaşması ile birlikte tüm ülkeler bu ürünlere karşı çeşitli önlemler ve uygulamalar hayata geçirdiler. Bazı ülkeler bu ürünlerin insana ve doğal flora ve faunaya verdiği zararı önemseyerek yasaklarken bazıları da sınırlı serbestlik yolunu seçti. Ancak başta ABD olmak üzere Çin, Brezilya, Hindistan, Arjantin, İspanya, Meksika'nın da içinde olduğu Otuzu aşkın ülke GDO'lu ürünleri serbest bırakmış durumda. Ülkemizde hükümetler ise bu GDO konusunda 1998'den beri beri bir “Biyogüvenlik Yasası” için tasarı hazırlamalarına karşın; bu ürünlerin ülkemize girişlerine sessizce onay verdiler. Öte yandan da GDO'lu ürünlerin ülkemizde yasak olduğunu açıklamaktan geri kalmadılar. GDO'lu ürünlerin Doğal ortama, insan sağlığına ve gen kaynaklarıne olumsuz etkileri bilim insanları ve araştırmacılarca ortaya konulup gerekli uyarıların y

BİLİMİ HALKLA BULUŞTURAN BİLİM İNSANI: ARŞİMET

Bilime sayısız katkılar sunan Arşimet o dönemde Yunan adası olan Sicilya’nın Sirakuza şehrinde doğmuştur.(MÖ:287) Dönemin bilim insanları Dünya'yı ve Evren'i anlamaya ve onu hesaplamaya çalışıyorlardı Dünya'yı, Ay’ı, Güneş’i ve yıldızları nasıl ölçeceklerdi? Yıldızlar ne kadar uzaktaydılar? Evren’i kim ölçecekti? İskenderiye bilim ocağında yetişmiş Arşimet bu işi üzerine aldı. Çalışmalarına o güne kadar astronomların kafasını yoran sorun olan dünyayı ölçmekle işe başladı. Arşimet,İskenderiye Kütüphanesine sunmasına rağmen kabul görmeyen "Kum Tanelerinin Sayısına Dair’ kitabını Kral Gienon’a sunarak: “Syrakuzai’de ya da Sicilya’daki kumları değil, üzerinde insanın yaşadığı ve yaşamadığı, bütün kıtaları kastediyorum.” diyecektir. Kum taneciğini baz alarak ölçümler yapan Arşimet yıldızların çok uzak olduğunu öğrenmiştir. İskenderiye’de Nil nehrini dizginleyerek tarlaların sulanmasında kullanılan Arşimet Burgusu’nu icad etmiştir. Ve bu icadı uzun sure İspanya&