Ana içeriğe atla

7 HAZİRAN SEÇİMİ

HALKA SALDIRIDA YENİ AŞAMA
Halkların Demokratik Partisi (HDP)’nin Diyarbakır Miting'inde 4 dakika arayla iki bomba patlatıldı. Patlamada  3 kişi öldü, 402 kişi de yaralandı.
Seçimlere parti olarak girme kararından sonra 
HDP,  AKP ve köşk çevresinden birçok aşağılanmaya ve saldırıya maruz kaldı.
Muktedir erk (eğemen güçler) 5 Haziran 2015 Diyarbakır mitingine konan bombalarla; başta kürt halkı olmak üzere emekçilere ve halklara karşı saldırıyı yeni bir aşamaya tırmandırmış oldular.
Gelinen nokta salt %10 seçim barajını aşıp aşmama sorunu değil; aynı zamanda ülke işçi sınıfının ve emekçi halkın ulusal, mezhepsel ve diğer farklılıklarını bir kenara bırakmaya başlayıp topyekun bir mücadeleye yönelişlerinin önünün kesmeye yönelik saldırganlıktır.
Bu saldırganlık geleneksel devlet yöntemlerine yeni sentezle İşid yöntemlerini de katmıştır.
7 Haziran seçimlerinde emekçilerin ve daha özgür yaşam talebi olan halkın demokratik talepler için mücadeleyi birlikte örebileceğini ilan eden Halkların Demokratik Partisi – HDP'nin saldırılarala durdurulmaya çalışılması; bu birleşik hareketi dağıtmaya yönelik saldırıdır.
HDP seçim bürolarına yapılanlar, Bingöl, Ağrı, Erzurum va Adana - Mersin il bürolarına yapılan saldırıların yetmediği "orgnizatör"leri tarafından görüldüğü anlaşılıyor. Diyarbakır'daki Büyük HDP mitingine yapılan saldırıyı en üst boyuta çıkarmışlardır. Bu boyut MİT tırları ve otobüsleriyle her türlü desteği verdikleri İşid yöntemidir. 
Öyle anlaşılıyor ki; Muktedirler AKP iktidarı boyunca bozdukları vesayet ve ittifaklarını yeniden yapılandırmış, yeni güçlerle takviye ederek geliştirmişlerdir. 
Gelinen aşamayı bütün demokratik güçler anlamalı ve değerlendirmelidirler. 
Emek, barış ve özgürlük için mücadele eden tüm kişi ve kurumlar bundan sonra yürütecekleri faaliyetlerinde bunu değerlendireceklerdir.
Biliniyor ki; devrim karşı devrimi güçlendirerek ilerler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MADEN ATIK BARAJLARI VE ÇEVRE

Yağmur Yağmasın Siyanür Akmasın! Kemal KURTUL Ziraat Mühendisi 11.05.2011 Ülkemizde 50-100 milyon metreküp zehirli maden atığı olduğu tahmin edilmektedir. Bu miktardaki bir atığın herhangi bir şekilde çevreye akmasıyla oluşacak yıkım da devasa olacaktır. Çevreye zararı olmadığı belirtilen Kütahya’daki atık su barajındaki bendin yıkılmaması için neredeyse “yağmur yağmasın” duasına çıkacağız. Kütahya Gümüşhacıköy yakınlarındaki Eti Gümüş AŞ’ye ait maden işletmesine ait olan siyanürlü atık depolama barajının bentlerinden biri kısmen yıkıldı. Üç kademeli olan barajda zehirli atıklar son sete binerek bu sette sızıntı meydana getirmeye başladı. Yöre halkının anlatımları ve Çevre Mühendisleri Odasının incelemelerine göre barajdaki sızıntılar tarlalara kadar ulaşmıştır. Ve bendin her an yıkılması tehlikesi mevcuttur. Yetkililere göre herhangi bir tehlike yoksa da; bu bölgede su içmek dahi yasaklanmalıdır. Çünkü her an siyanür zehirlenmesi yaşanabilir. Litrede 8 mg siyanür 60 kg’lık bir insan

GDO YÖNETMELİĞİ

GDO YÖNETMELİĞİ ÇIKTI Gen kaynaklarımız tehlilkede; gıdalarımız daha güvensiz! Dünyada gen transferleriyle üretilen GDO'lü tarımsal ürünlerin yaygınlaşması ile birlikte tüm ülkeler bu ürünlere karşı çeşitli önlemler ve uygulamalar hayata geçirdiler. Bazı ülkeler bu ürünlerin insana ve doğal flora ve faunaya verdiği zararı önemseyerek yasaklarken bazıları da sınırlı serbestlik yolunu seçti. Ancak başta ABD olmak üzere Çin, Brezilya, Hindistan, Arjantin, İspanya, Meksika'nın da içinde olduğu Otuzu aşkın ülke GDO'lu ürünleri serbest bırakmış durumda. Ülkemizde hükümetler ise bu GDO konusunda 1998'den beri beri bir “Biyogüvenlik Yasası” için tasarı hazırlamalarına karşın; bu ürünlerin ülkemize girişlerine sessizce onay verdiler. Öte yandan da GDO'lu ürünlerin ülkemizde yasak olduğunu açıklamaktan geri kalmadılar. GDO'lu ürünlerin Doğal ortama, insan sağlığına ve gen kaynaklarıne olumsuz etkileri bilim insanları ve araştırmacılarca ortaya konulup gerekli uyarıların y

BİLİMİ HALKLA BULUŞTURAN BİLİM İNSANI: ARŞİMET

Bilime sayısız katkılar sunan Arşimet o dönemde Yunan adası olan Sicilya’nın Sirakuza şehrinde doğmuştur.(MÖ:287) Dönemin bilim insanları Dünya'yı ve Evren'i anlamaya ve onu hesaplamaya çalışıyorlardı Dünya'yı, Ay’ı, Güneş’i ve yıldızları nasıl ölçeceklerdi? Yıldızlar ne kadar uzaktaydılar? Evren’i kim ölçecekti? İskenderiye bilim ocağında yetişmiş Arşimet bu işi üzerine aldı. Çalışmalarına o güne kadar astronomların kafasını yoran sorun olan dünyayı ölçmekle işe başladı. Arşimet,İskenderiye Kütüphanesine sunmasına rağmen kabul görmeyen "Kum Tanelerinin Sayısına Dair’ kitabını Kral Gienon’a sunarak: “Syrakuzai’de ya da Sicilya’daki kumları değil, üzerinde insanın yaşadığı ve yaşamadığı, bütün kıtaları kastediyorum.” diyecektir. Kum taneciğini baz alarak ölçümler yapan Arşimet yıldızların çok uzak olduğunu öğrenmiştir. İskenderiye’de Nil nehrini dizginleyerek tarlaların sulanmasında kullanılan Arşimet Burgusu’nu icad etmiştir. Ve bu icadı uzun sure İspanya&